1 - BEDEN / ZİHİN BAĞLANTISI
Bir efsaneye dönüşen plasebo etkisi zihinle beden arasındaki muhteşem
ilişkinin en basit kanıtı. Bu etki kendini şöyle gösteriyor: Sahte,
yani aslında ilaç olmayan bir ilaç aldıklarından habersiz denekler,
dertlerine derman olacak bir hap ya da şurup içtiklerini
düşündüklerinden kendilerini daha iyi hissediyorlar. Üstelik etki kimi
zaman bununla da kalmıyor, tıbbi belirtilerde de düzelme görülüyor.
Bazen de bu yalancı ilaçların işe yaradığını kanıtlamak istercesine,
içtiklerinin etkisiyle acı çekiyorlar.
Plasebo deneklerine bakınca, insan ister istemez, zihin neye inanırsa
bedeninin de onu yaşadığına hüküm getiriyor. Pek çok uzman, zihnin
yardımıyla bedenin kendi kendini iyileştirebilme kabiliyetinin, modern
tıbbın yaratabileceği bir mucizeden kat be kat büyüleyici olduğuna
inanıyor.
2 - HAYALETLER
Ölü insanlar görüyorum repliğiyle zihnimize kazınan Altıncı His
filminden, lisedeyken ev partilerinde pek çoğumuzun katıldığı masum ruh
çağırma seanslarından, çocukken masal gibi dinlediğimiz korkulu hayalet
hikâyelerine kadar ruhlar üzerine hep konuşulur. Hayaletlerin varlığı
hakkında ciddi bir kanıt olmamakla birlikte, onları gördüğünü, onlarla
konuştuğunu, onların fotoğraflarını çektiğini ısrarla anlatan -içten ya
da değil- şahitler, pek çoğumuzun yakın çevresinde bile mevcut.
3 - DEJA VU
Fransızca bir kelime olan déjà vu, Türkçede daha önce görülmüş
anlamını taşıyor. Açıklamak istediği durum ise şu: Özel bir anı ya da
birtakım koşulları, aynı şekilde daha önceden de yaşamış olduğunuzu
hissetme hali. Herkesin hayatında bir ya da birkaç kez yaşadığı bu
duygu, şaşırtıcı, anlaşılmaz, gizemli ve evet ürkütücüdür. Birçok kişi déjà vu hissini psişik bir deneyim olarak algılar. Birçok kişiye göre
ise bunlar, önceki hayatlarımızdan davetsiz çıkıp gelen anlık
karelerdir. Araştırmacılar déjà vu ile ilgili bazı açıklamalar
yapmaya çalışsalar da, bu tuhaf hissin nedeni, bir gizem olmayı
sürdürüyor.
4 - TAOS UĞULTUSU
ABDnin New Mexico eyaletinde bulunan küçük Taos kentini ziyaret eden
bazı turistler ve vatandaşlar, yıllardır, çöl havasında gizemli,
güçsüz, düşük frekansa sahip bir uğultu ve titreşim duyduklarını
anlatıyorlar.
Bu iddiada bulunanlar, Taos vatandaşlarının sadece yüzde ikisini
oluşturuyor. Bazıları bunun çöldeki garip birtakım akustik
sorunlarından kaynaklandığını düşünürken, bazıları da bir çeşit kitle
histerisi ya da uğursuz bir sır olduğuna inanıyor.
Duyulduğu iddia edilen sese ister vızıltı, ister uğultu, ister titreşim
deyin; ister psikolojik, ister doğal, ister doğaüstü olduğuna inanın...
Hakkında bilinen bir tek gerçek var: O da şimdiye kadar hiç kimsenin bu
garip sesin kökenini ortaya çıkaramadığı.
5 - DUYU ÖTESİ ALGI
Hem Doğu, hem de Batı toplumlarında, bazı insanların bir çeşit psişik
güçleri olduğuna inanılıyor. Bugüne dek psişik güçleri olduğunu iddia
eden kişiler, araştırmacılar tarafından pek çok teste tabi tutuldu.
Ancak elde edilen sonuçlar her seferinde ya olumsuz ya da muğlak ve
şüpheliydi.
Altıncı hissin gücüne inanan pek çok kişi, psişik güçlerin test
edilemeyeceğini, çünkü bir nedenle kendilerine şüpheyle yaklaşanların
ya da bilim adamlarının yanında azaldığını vurguluyor. Eğer bu tespit
doğruysa, bilimin psişik güçlerin varlığını, gelecekte de ne ispat
edebilmesi ne de çürütebilmesi mümkün görünmüyor.
6 - ÖNSEZİ
İster altıncı his, ister önsezi, ister kötü hisler diyelim; hepimizin
hayatımızda en az bir ya da birkaç kez garip sezgilerimizi rehber
alarak hareket ettiğimiz olmuştur. Elbette bu karamsar hislerimiz
çoğunlukla yanlış çıkar. Ancak kimi zaman kimi insanların altıncı
hisleri -ne yazık ki- doğru alarm verir.
Psikologlar bu durumu açıklarken insanların bilinçaltlarında, farkında
olmadan çevremizdeki dünya hakkında bilgi topladığını vurguluyorlar. Bu
şekilde biz aslında sadece görünüşte bilmediğimiz bazı şeyleri
biliyor ya da hissediyoruz. Ancak söz konusu bilgiler bilinçaltımızın
derinliklerinde yaşadığı için, bunun nasıl olduğunu bir türlü
anlayamıyoruz. Bu açıklama kimileri için tatmin edici olsa da pek çok
araştırmacıya göre önsezi, kanıtlanması ve üstünde çalışılması zor bir
konu.
7 - ÖLÜMDEN SONRA HAYAT
Hayatlarında bir kez ölüme yakın deneyim geçirmiş kişilerin bazıları,
karanlık bir tünelde yol alıp, sonunda beyaz bir ışık huzmesine
kavuştuklarına dair hikâyeler anlatır. Bunlar arasında sevdiklerinize
kavuşmak, garip bir huzur hissetmek gibi daha renkli öyküler de
mevcuttur.
Bu deneyimler son derece etkileyici olmakla beraber, maalesef kimse öbür taraftan elinde bir kanıtla ya da doğrulanabilir bir bilgiyle
geri dönmeyi başaramadı.Öbür dünya meselelerine kuşkuyla
yaklaşanlar, söz konusu deneyimlerin travma geçirmiş bir beynin gördüğü
halüsinasyonlar olduğunu vurguluyorlar. Tabii bu nedenle de son derece
doğal ve açıklanabilir olduklarını... Ölüp de geri dönen olmadığına
göre, bu konu gizemini koruyacak.
8 - UFOLAR...
UFO deyince genelde insanların aklına uçan daireler, kısacası uzay
gemileri gelse de UFOnun açılımı Tanımlanamayan Uçan Nesne... Ve bu
nedenle evet UFO diye bir şey var. Çünkü dünyanın her tarafında,
gökyüzünde ne olduğunu tanımlayamadıkları birtakım objeleri gördüğünü
söyleyen insanlar var. Ancak bu obje ve ışıklar, aslında uçak mıdır,
meteor mudur yoksa gerçekten Marslıların son model uzay gemisi midir?
Bu bir türlü açıklığa kavuşamıyor.
9 - ASLA BULUNAMAYAN KAYIPLAR
İnsanlar bazen kaybolur. Bazıları yaşadıkları hayattan kaçar, bazıları
büyük çaplı ve cesetlerin tanınamadığı kazalarda yitip gider, bazıları
cinayet kurbanı olur. Kayıplar ölü ya da diri bulunur. Ancak bazı
insanlar vardır ki adeta buharlaşırlar. 1872de Portekiz yakınlarında
bulunan hayalet gemi Marie Celestein mürettebatı, Amerikan işçi
lideri Jimmy Hoffa bu şekilde kayıplara karışanlardan sadece bazıları.
Kaybolanlar, normal şartlarda polis soruşturması, itiraflar ya da
tesadüf sonucu bulunuyor. Ancak ortada kanıt olmadığı zaman insan,
psişik detektiflerin işe ele atması gerektiğini düşünüyor.
10 - BÜYÜK AYAK
Bu gizem de Amerikadan... Yeni Kıtada yıllar boyunca, insana
benzeyen, bol tüylü, son derece iri, Büyük Ayak adlı bir yaratığı
gördüğünü iddia eden sayısız insan ortaya çıktı. Tüm kıta çevresinde
kaydedilen iddialar eğer doğruysa, aslında binlerce Büyük Ayakın
yaşıyor olması gerekirdi. Ancak bugüne kadar bu korkunç yaratığa ait
tek bir ceset bile bulunamadı. Ortada belirsiz fotoğraflar, video
kayıtları ve tanıkların açıklamalarından başka bir şey yoktu. Görünen o ki, Büyük Ayak da, İskoçyanın varlığı bir türlü kanıtlanamayan ünlü
Loch Ness canavarı gibi gizemler dünyasındaki yerini koruyacak.